Agil Alesger / Makale
30 yıllık işgal döneminde Karabağ’da ve Doğu Zengezur’da olduğu gibi halkımızın Ermenistan arazisindeki etnik izleri de tümüyle kültürel miras soykırımına maruz bırakılmıştır.
Azerbaycan Cumhuriyeti Sivil Toplum Kuruluşlarına Devlet Desteği Ajansı’nın desteği ile “Kızılbaş” Gençleri Eğitim Sosyal Birliği tarafından yürütülen “Avrupa’daki Türk Medyasında Batı Azerbaycan’a Geri Dönüş Konusunun Gelişimi” projesi kapsamında Azerbaycan Millî Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü çalışanı, Uluslararası Mimarlar Akademisi’nin Moskova Şubesinin Profesörü, kültürel mirasın araştırılması uzmanı Faik İsmayilov, yıllardır bu konuyla ilgili yaptığı araştırmalaırn sonuçları ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
- Azerbaycanlıların Batı Azerbaycan’dan deportu ile ilgili kısa bilgi verebilir misiniz?
- İşgalci Ermenistan’da - tarihsel olarak Batı Azerbaycan toprakları olarak kabul edilen bu coğrafyada soydaşlarımızın etnik varlığına son verilmesi ve binlerce yıllık kültürel mirasının yok edilmesi, son yüzyılda devlet politikası düzeyinde gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak, Azerbaycan Türklerinin bu bölgelerin tarihi ve kadim sakinleri olduğunu kanıtlayan izleri yok etmek için bilinçli olarak büyük vandalizm eylemleri yapılmıştır. 1988 yılında başlayan son etnik temizlik sonucunda onbinlerce Azerbaycanlı ailenin mülk ve kültürel miras örnekleri Ermeniler tarafından yağmalanmış ve gasp edilmiştir. Ayrıca Batı Azerbaycan’ın eski yer adları tamamen Ermeni isimleri ile değiştirilmiştir.Bugünkü Ermenistan topraklarında halkımıza ait 3 bin 500 tarihi ve kültürel eser, 500 mezarlık, 391 cami vahşice dağıtılmış ve tamamen yok edilmiştir.
Ermenistan’ın siyasi yönetiminin emriyle Zengezur eyaletinin Gafan, Mehri, Hot, Şinuayr, Alidere idari yerleşimlerinde yerle bir edilmiş 900’den fazla tarihi ve kültürel eserin kalıntıları bugün da kalmaktadır. Bölge Azerbaycan’ın kültürel mirasından temizlenmiş ve büyük vandalizme maruz kalmıştır. Elimizdeki inkâr edilemez deliller, söylediklerimizi tam olarak ispat etmektedir.
- Batı Zengezur’da gerçekleştirilen vandalizm eylemlerine ilişkin net deliller söyleyebilir misiniz?
- Azerbaycan dilinde güzel kokulu toprak anlamını taşıyan Gülab’ın ismi Ermeniler tarafından değiştirilerek Şinuayr adlandırılmıştır. Sovyet döneminde Azerbaycan’ın bir parçası olan köy, 1930 yılında hiçbir gerekçe gösterilmeden Ermenistan’a bağışlandı. Ancak köyün etnik yapısı her zaman Azerbaycan Türklerinden oluşmuştur.
1988-1990 yıllarında Ermenistan’da ortaya çıkan milliyetçilik ve ayrılıkçılık eğilimleri bu köyü de etkilemiştir. Köyün Azerbaycanlı nüfusu etnik temizliğe maruz kaldıktan sonra burayı terk etmiştir. Buradaki tüm konutlar, tarihi ve kültürel eserler yıkılarak yok edilmiştir. Köyde 300, çevrede ise 200’e yakın tarihi öneme sahip bina ve tesisler, sanatsal taş örnekleri, mezarlar ve mezar taşı anıtları Ermeniler tarafından yok edilmiştir.
Ermeniler ayrıca Azerbaycan’ın kadim toprağı olan Batı Zengezur topraklarında bulunan Aldere Kalesi’ni ve bu kalenin bulunduğu köydeki tüm anıtları da benimsemiştir.Dünyadaki kültürel eserlerin korunmasından sorumlu kurumlara taleplerde bulunmamıza rağmen Ermeniler hâlâ bildiklerini yapmaktadırlar.
Ermeniler, 2010 yılında kısmen sağlam kalan Aldere Kalesi’nibenimsemek amacıyla bir kısmını onarıp üzerine bir çan kulesi ekleyerek Gregoryen kilisesi olarak hizmete sunmuşlar. Azerbaycan’ın kültür ve tarihine ait olduğu tartışma konusu olmayan bu kaleye Ermeniler kendileri de Aldere Kalesi adını veriyor. Genel tarihi 1200-1300 yıllarını kapsayan bu köydeki hem kaleye hem de diğer tarihi eserlere yönelik vandalizm eylemleri de UNESCO’ya iletildi ancak herhangi bir yanıt alınamadı.
Veya farklı dönemlere ait seyyahların ve araştırmacıların eserlerinde Revan Kalesi’ndeki Serdar Sarayı yakınında bulunan “Serdar Camii” yahut “Abbas Mirze Camii”adlarından söz edilmektedir. Ermenistan hükûmeti caminin kalıntılarını 2007 yılında “korunan tarihi eserler” listesinde Avrupa Konseyi’ne sunmuştur. Ermeni vandalları, 2014yılının Kasım ayının ortasında Serdar Camii’nin “korunan”duvarının kalıntılarını da yok etmişdirler.
Azerbaycan âşık edebiyatının ustası, 1821’de Revan Hanlığı’nın Basargeçer nahiyesinin Ağkilse köyünde dünyaya gelen Âşık Alesger’in mezar taşı anıtı da Ağkilse sakinleri buradan deport edildiği sırada – 1988-1989 yıllarında yok edilmiştir.
İrevan şehrini anlatan tüm seyyah ve araştırmacıların eserlerinde, büyüklüğü ve güzelliği nedeniyle şehrin en görkemli mimari eseri olarak anılan ve Doğu mimarisinin ender örneklerden biri olarak kabul edilen “Göy məscid”inyapımına 1760 yılında başlanmış ve 1765 yılında Hüseyinali Han döneminde tamamlanmıştır. Şu anda Ermeni yetkililer bu camiyi yabancı misafirlere “Fars Camisi” olarak tanıtıyor.
Kısacası halkımız Ermenistan’dan sürülmekle kalmadı, tüm kültürel anıtlarımız da soykırıma uğradı. Bugün bu nedenle kadim topraklarımız Revan Hanlığı’nın topraklarında Türk izlerini bulmak zorlaşmıştır. Çünkü Ermeniler vandalizmle tüm izlerimizi silmeye çalışıyorlar.