Konuşma(k); projedir, kalkınmadır, hizmettir, onarmaktır,ihyadır.
Konuşma(k); kırıp dökmenin bir başka şekildeki ifadesi, beden ve gönlün yarası, kemiksiz dilin belası, güzel sözün de sadakasıdır.
Çok güzel hitaplar, sözler, deyişler vardır konuşma(k) için…
“Söz gümüş ile süküt altındır.”
“Dilin kemiği yok.”
“Dilim seni dilim dilim dileyim.”
“Önce bir söyleyene bakarım laf mı diye, sonra söyleyene bakarım adam mı diye!”
“Güzel bir söz sadakadır.”
…Konuşma, laf, söz…
Konuşma(k) en basit ifade ile hayatın olmazsa olmazı ve adeta bir anahtarıdır.
Konuşma(k) belaların ve sıkıntıların adresi olduğu gibi hayırlı hizmetlerin de çıkış noktası, sıcak kucağıdır.
Konuşma (k)la başlayan kötülükler davranışa dönüşüp yıllarca yaşayabildiği gibi hayırların, güzelliklerin bedenen ölse bile asırlarca yaşayan tükenmek bilmeyen mirastır konuşma(k).
Konuşma(k) bir noktada birçok şeyin vesilesidir de.
Bir şeyler konuşarak, konuşularak birileri tatmin edilebilir,birilerinin gönlü hoş tutulabilir, alkışlar alınabilir. Yine bir şeyler konuşularak tamiri zor olan veya mümkün olmayanhususlar da söz konusu olabilir.
Konuşma(k) ister şahsi olsun, isterse şahıs dışındaki durumlarla ilgili olsun, ne olursa olsun, hakikatlerin tezahürü olmalıdır.
İnsan kendini konuşmakla tanımalı, değişmeye, gelişmeye ve onarmaya açık olmalıdır. Bir noktada konuşmakla kendine iyi davranmalıdır.
Konuşma (k)la dünyanın ömrünün hayırla uzun olmasında,Türkiye’nin dünyanın temelinin olmazsa olmazının konuşulmasında, Elazığ’ın da öncelikle kendini tanımasında,tanımlamasında mukayese yapmasında bugünü dolu dolu yaşayıp yarına konuşmakla hazırlanmasıdır.
Ağzı olan konuşabilir, ama konuşma hakikate dayalı olmalı, malayani ve faydasız olmamalı; vicdanlı olmalı, incitici ve kırıcı olmamalıdır. Konuşmanın haddi, hududu ve ölçüsü olmalıdır. Konuşma tohumların neşvü nema bulması ile hayat kazanmaya vesile olmalıdır.
Konuşmak, konuşma, konuşsam mı, konuşmasam mı?
…Vesselam…