HazarSAM Başkanı Prof. Dr. Bilal Çoban imzasıyla yayımlanan açıklamada, özellikle çiçeklenme döneminde olan kayısı, üzüm, ceviz, dut ve badem gibi ürünlerde yüzde 80 ila 90 arasında kayıplar yaşandığına dikkat çekildi. Açıklamada, “Bir yıllık emek bir gecede dondu. Tarlada değil, yürekte buz tuttu” ifadeleri kullanıldı.
“Geçim değil, gelenek zarar gördü”
Elazığ’ın dört bir yanındaki tarımsal üretime dikkat çeken açıklamada, Baskil’in kayısısı, Palu ve Hoş’un üzümü, Karakoçan’ın cevizi, Ağın’ın bademi ve Maden’in dutunun sadece birer ürün değil; bölgenin geçimi, geleneği ve geleceği olduğu vurgulandı. Binlerce çiftçinin sezon başında iflas noktasına geldiği belirtilirken, üreticilerin büyük bir ekonomik çöküntüyle karşı karşıya kaldığı ifade edildi.
Beş maddelik çağrı
HazarSAM tarafından yapılan çağrıda şu beş talep öne çıktı:
1. Elazığ’ın afet bölgesi ilan edilmesi,
2. Zarar gören çiftçilerin borçlarının ertelenmesi ve faizsiz kredi desteği sağlanması,
3. Sigortasız üreticilere doğrudan destek verilmesi ve TARSİM kapsamının genişletilmesi,
4. Erken uyarı sistemlerinin yaygınlaştırılması, çiftçilere eğitim ve teknik destek sunulması,
5. Elazığ milletvekillerinin konuyu TBMM gündemine taşıması.
“Bu çağrı siyasi değil, vicdanidir”
Açıklamanın sonunda Prof. Dr. Bilal Çoban, bu çağrının siyasi değil vicdani bir sorumluluk olduğunu belirterek, tarımın sadece meyve değil; geçim, direnç ve bağımsızlık olduğunun altını çizdi. Çoban, “Bugün sessiz kalırsak; yarın sofralar susacak, şehirler üretmeyecek” uyarısında bulundu.
Kamuoyunun ve yetkililerin bu çağrıya duyarsız kalmaması bekleniyor.