20 binden fazla kitap hediye ettim, son 20 yıl içinde.
2000’li yıllarda başladığım kitap yayınlama serüvenim ve bunlara daha çok hediye etme şeklindeki davranışlarımdan dolayı adım “Kitapçı Baba’ya çıktı.”
Haydi, hayırlısı olsun.
Elbette bundan memnunum.
Adımın Kitapçı Baba’ya çıkması bundan 20 yıl önce aklıma gelmeyen bir durum idi. Oldu elhamdülillah.
2000’li yıllarda başladığım kitap çıkarma faaliyetlerim 2024yılında sayı olarak 30 civarında kitaba ve nüsha olarak belki de 30.000 kitaba tekabül eder. Demek ki bu kitaplardan 2/3’ünü yani 20 bin civarındaki kitabı karşılıksız olarak, yüreğimin sesini dinleyerek hediye etmemden dolayı “Kitapçı Baba” olduk. Maşallah.
Daha nice nice kitap çıkartacağım inşallah.
Kitaplarım arka kapağında şu bilgiler vardır. (Tüm kitaplarımın en arkasındaki kapak yazısı böyledir ve bu bilgiler Kitapçı Baba’yı özetler)
“Hâlimi tercüme edecek olursam ya da hayat hikayemi kısaca belirtecek olursam, aklıma şunlar geliyor: 1965 yılında doğdum. Doğduğum yeri soracak olursanız hemen söyleyeyim: Pazarcık. Kahramanmaraş’ın şirin bir ilçesi. Pazarcık’a, Kahramanmaraş’tan gelmişiz. Aslımız Kahramanmaraş’lıdır. Sandalzade olarak bilinen bir aileye mensubum. Annem Besni’lidir. 9 kardeşin beşincisiyim. Annemin ismi Meryem, Babamın ismi Mehmet. Kardeşlerimin isimleri Hasan, Ali, Ayşe, Osman, Hayriye, Hacı, Kadriye ve Rabia. Ben 14 yaşında iken doğan Rabia Bacıma ismini ben verdim.
Canım Babam geçimini Marangozlukla sağlardı. Elinden emektar bir kişiydi. Hayatı boyunca hep çalışarak yaşadı. Canım Annem ev hanımıydı. Birçok Anadolu kadını gibi çileli bir hayat yaşadı. Annem 2007 yılında, Babam 2022 yılında vefat etti. Allah (cc) cümlesine rahmet eylesin. Babam gibi Ben de el zanaatlarıyla ilgilenmeyi ve marangozluk mesleğinde ürünler üretmeyi çok isterdim. Ancak, elim el zanaatkârlığına yatkın değil. Zanaatkâr olamadığımız için okuduk. Pazarcık Lisesi’nden sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdim. Şiire 13 yaşında başladım. Ortaokul, lise, üniversite yıllarında çok şiir yazdım. 1987 yılında memuriyete başlayınca biraz mola vereyim dedim. Bu mola uzun sürdü. Yazmaya tekrar 2000’li yıllardan sonra başladım. Bu tarihten sonra edebiyat alanındaki çaba ve çalışmalarımı artırdım. 2000 yılından bu güne nice nice kitapyayınlamak kısmet oldu. Elhamdülillah.
Ayrıca, fertlerde içsel gelişim ve ruhi olgunluk sağlayacak görüş ve düşüncelerimi de çeşitli yayın vasıtalarıyla topluma aktardım. Halen de aktarmaktayım. Kamu yönetiminin geliştirilmesi, adil idare, ahlaklı nesil meydana getirme, ailenin güçlendirilmesi, temiz ve güzel çevrede yaşamak için gerekli olan şartlar hususunda da eserler, çalışmalar gerçekleştirdim. Elhamdülillah, bu doğrultuda birçok kitap yayınladığım gibi, makale ve köşe yazısı da yazdım. Onlarca seminer ve konferans sundum. Yukarıda da belirttim. Edebiyat ve şiir konusunda, ta çocukluk yıllarıma giden ilgi ve sevgim vardır.
Evliyim. Mehmet, Ebru Nur ve Abdurrahman Taha isminde üç çocuk babasıyım. Ahmed Fuad ve Zeynep Ebrar isminde iki torunum var. Maşallah.
Yüreğimden kaynaklanan duyguları, aklımdan yayılan düşünceleri sizlere bu kitapta sunmaktaki maksadım, sizin de yüreklerinizde hoşluk ve akıllarınızda aydınlık meydana getirebilmektir. Kendi yüreğim ile aklımı da hoş duygulara ve aydınlık fikirlere her daim muhtaç bilirim.”
“Niyetimiz hayır, iyilik ve doğruluk. Akıbetimiz olsun hayır, iyilik ve doğruluk.”
“Vesselam.”
Kitapçı Baba ismini artık sosyal medyada da kullanmaya karar verdim.
Madem başta arkadaşlarım bu lakabı, bu unvanı ve bu sıfatı bana uygun gördüler. Artık sosyal medaya başta X’te yani Twiiter’da bu lakap ile hesap açtım ve görüş ve düşüncelerimi paylaşıyorum.
Şu duyuruyu hemen paylaştım:
Artık X'de yani Twitter'da Kitapçıbaba Ahmet (@kitapcibaba46) hesabında ilim, kültür ve gündeme dair ne varsa buradan görüş ve fikirlerimi açıklıyorum. Lütfen aşağıdaki linkten takipçi olalım. Beni takibe alanları ben de X'te yani Twitter'da takip edeceğim.
İşte bu hesabımdan sizlere 5 mesajım:
1-
İnsanlarda bir noksanlık vardı.
Bir şey noksandı.
Anlayışsızlık mı?
Anlaşılmazlık mı?
Biri noksandı.
-Kitapçıbaba-
2-
İnsanın kendisini beğenmesi güzel.
Aşırıya kaçmadan.
İnsanın kendisini beğenmemesi güzel.
Yine aşırıya kaçmadan.
Aşırılık çirkin.
-Kitapçıbaba-
3-
Ortalık "adam kaynıyor."
Ne yapayım adamları.
"İçim kaynayan" insan lazım bana.
Terapi niyetine.
-Kitapçıbaba-
4- "Mutluluk aramakla bulunacak bir şey değildir, onu inşa etmek gerekir."
(Doğan Cüceloğlu)
Tüm dostlara Bayram öncesi Bayram gibi bir hafta diliyorum.
-Kitapçıbaba-
5-
Gençliğimden bu yana çok istediğim halde Yüce Rabbim’in(cc) bana nasip etmediği her şeyin benim hayrıma olduğunu yaşlandığımda anladım.
-Kitapçıbaba-