Yalnız Ardıç tanıtım bülteninden:

Bir zamanlar çocuktum, bundan seneler önce
Tepebağ’a göçerdik, yaz ayları gelince
Şafak sökünce kalkar, yollara koyulurduk
Vakit öğle oldu mu, susardık yorulurduk
Eğilip kana kana, gözden bir su içince
Bir ardıç biliyorduk, Suçatı’nı geçince
Babamla ben oradan, her yaz gelip geçerdik
Gölgesinde oturur, dinlenir azık yerdik
O zaman ben küçüktüm, anlamazdım hâlinden
Meğer ne hüzünlüymüş, inler idi derinden
Hafif bir yel vurdu mu, sallanırdı dalları
Tepenin öte yanı, yeşil üzüm bağları
Babamla tiyeklerden, biraz üzüm toplardık
Parasını çıkınla, bir çırpıya bağlardık

LİKYALI ÜÇ ASKER ŞİMDİ İNGİLİZCEDE LİKYALI ÜÇ ASKER ŞİMDİ İNGİLİZCEDE

Yağmur Ormanları tanıtım bülteninden:

Mısır’da Nil kıyısında
Yetmiş sekiz yaşında
Nahunaht ağlar
Uzun uzun akar Nil suyu
Türküler yakar
Ağıtlar yakar
Kıyılarında Afrikalı timsahlar
Teb şehrinde krallar vadisinde
Mezar hırsızları
Kısmetini arar
Nil kıyısında çamaşır yıkayan kadınlar
Tarihe kafa tutar…
Bir de yağmurlar yağar
Afrika’nın balta girmemiş ormanlarında
Yağmurlar ağlar, ormanlar ağlar
Türlü türlü hayvanlar ağlar
O zaman Afrika’nın kara çocukları sorar;
Kral Tortanhomon nerede?
Fravun II. Ramses nerede?
Hakikat nerede, hayat nerede?
Ben neredeyim
Sen neredesin?
Ya ötekiler, ötekiler nerede…

Çiğdem Yağmurları tanıtım bülteninden:

Ne güzel ülkümüz var
Ne güzel türkümüz var
Ne güzel yurdumuz var
Anlat öğretmenin anlat
Ne güzel dağlarımız
Ne güzel bağlarımız
Ne güzel yollarımız
Anlat öğretmenim anlat
Ormanlar dağlar bizim
Bahçeler, bağlar bizim
Şehitler sağlar bizim
Anlat öğretmenim anlat

Editör: Kültür Sanat