“Şiirde umut” dediğimizde, şairin kendisinden çok şiirin kendisi öne çıkar ve anlamlar akla gelir.
Şiir insan için bir umut ve kurtuluş kapısıdır.
Şiir insanın ruhu için bir şifadır.
Şiir huzur verir.
Bu ve buna benzer anlamlar anlaşılır.
“Şiirle umut” dediğimizde ise şairin içindeki umut ile insanlara huzur ve güven sunması ve onları umuda, güvene ve huzura sevketmesi anlaşılır. Bu durumda şair öne çıkar.
“Şiirde umut” derken “şiir” önceliklidir ve şiir baş etkendir. “Şiirle umut” derken “şair” öndedir ve şair baş aktördür.
“Şiirde umut ve şiirle umut”ikisi de doğrudur. İkisi de gereklidir.
Ey dostlar iyi dinleyin ve tam anlayın.
Nereden bakarsanız bakın, şiir yazan kişi kendi iç Dünyasını yansıtır. Umutlu ve iyimser kişi umudunu ve içindeki güzelliği yansıtır. Umutsuz ve karamsar kişi de umutsuzluğu ve içindeki çirkinliği yansıtır.
Şiir bir yansıtmadır. Şair ruhunu dış aleme yansıtandır. Şair iç alemini şiir vasıtayla dış aleme açandır.
Bu gariban şair umudun şairidir. Bu gariban şair içindeki umudu herkese yaymaktadır. Çünkü şuna inanıyorum. “Umut Allah’tandır, umutsuzluk şeytandandır.
Biz elbette umudu yansıtacağız ve her tarafa umut yayacağız. Aksi halde (maazallah) şeytanın oyuncağı oluruz. Maalesef şeytanın oyuncağı çok şair var bu Ülkede ve umutsuzluk yaymaktadır habire. Esasında umutsuzluk yakışmaz şaire.
Biz hep umut yayacağız ve her köye, her kente, her köşeye umut yayacağız.
Bu gariban şair şükür ve hamdhalini iki şiirle yansıtmıştır. Bu iki şiirim umudumun yansımasıdır.
İşte son iki şiirim:
Hep doğruları söyledim hiç susmadım.
Zalimin karşısında eğilip pusmadım.
Göz korkutanlara da kulak asmadım.
Her daim Hakkı haykırdım elhamdülillah.
Hiç vazgeçmedim ülkümden, öcümden.
Yalnız dayanak aldım kendi gücümden.
Sonsuzluğa saldım ruhumu tümden.
Esaret zincirini kırdım elhamdülillah.
Alçak, lanetli aldatıcı o şeytandan.
Yoluma engel koyan bilumum düşmandan.
İnsan görünümlü yılandan, çıyandan.
Yolları ebeden ayırdım elhamdülillah.
Allah'tır sonsuza dek umudum, tesellim.
Tüm dileğimi verdi, boş kalmadı elim.
Vardır bu Dünya'da elbet arzum, emelim.
Yüce Rabbimizden yardım elhamdülillah.
Az kaldı, menzile vardım elhamdülillah.
Vesselam.
ÇOK ŞÜKÜR
Gitti, gidenler ile tüm gençliğim.
Artık azaldı heyecanım dinçliğim.
Gün be gün ortaya çıkınca hiçliğim.
Çok şükür geldim artık kendime.
Ne de çok nefsime, şeytana uydum.
Ne kalp, ne de akıl sesini duydum.
Hakka, hakikate gözümü yumdum.
Çok şükür geldim artık kendime.
Ah, ah, bu ömrüm hep ihmale geldi.
Yandı, kavruldu, bak ne hale geldi.
Yaş ilerledi artık kemale geldi.
Çok şükür geldim artık kendime.
Gönlüm yıkık, gönlüm viran idi.
Dertli bülbül gibi feryat figan idi.
Yapıp ettiklerinden hep pişman idi.
Çok şükür geldim artık kendime.
Geldim kendime, anladım İslam'ı.
Bir tarafa attım tüm kederi, gamı.
Baştacı bildim, Kur'an'ı, Hak Kelamı.
Çok şükür geldim artık kendime.
Kulak verin gelin, şu söze, lafa.
Muhtacım ben tevbe ile affa.
Böyle buluyorum huzur ile safa.
Çok şükür geldim artık kendime.
Çok şükür geldim artık kendime.
Vesselam.