Tabi öncelikle hangi şuurdan ve hangi şiirden bahsediyorum. Bunu size güzelce anlatmalıyım.
Şuur dediğimde İslami Şuur ve şiir dediğimde de İslami Şiir’den bahsediyorum.
Şuur dediğimizde binlerce şuur, şiir dediğimizde binlerce şiir var ki benim onlarla işim yoktur.
Adam “şuurluyum” diyor, şuuru “tilki şuuru.” Hep kümes etrafında geziyor. Evet, tilkilerin de şuuru var. Onların şuuru, “tavuk yakalamak ve yemektir.” Başka da işleri ve başka da hedefleri yoktur. Adam şiir yazıyorum diyor, “açtım, kaçtım, dağlardan dağlara uçtum, gökyüzünden yeryüzüne baktım, yıldız olup aktım, vadi vadi dolaştım, yoldan şaştım, kabımdan taştım, zart da zart, zurt da zurt” habire saçmalıyor. Şimdi bu şiirde hangi şuuru arayacaksın? Deli şuuru mu? Delilerde şuur olur mu? Her aklına geleni söyleyen şair bozuntusunun deliden farkı var mıdır?
Her aklına geleni söyleyen kimdir? Delidir. Peki, bir şair bozuntusu, doğru mu yanlış mı? Gerçek mi , yalan mı demede, sırf “kafiye tuttu ve güzel söz oldu” diye her şeyi çekinmeden söylüyorlarsa, , “uçtum, kaçtım, ta şuralara vardım, gezegenlerden, yıldızlardan, aşılmaz dağların tepelerinden seyran eyledim diyerek, yapmadıkları şeyleri söylüyorlarsa “deliden ne farkları var?”
İşte bu çekinceler ve bu noktalar itibariyle bizim şuur ve şiir derken kasdımız bellidir. Elbette “tilki şuuru” ve “deliden farksız sözde şairden” güya şiir diye yazılmış ve söylenmiş şeylerle alakamız yok. Onlar bizim için değersizdir.
Bizim şuur ve şiir derken kastımız işte şu iki şiirde mevcuttur. (Şahsıma ait binlerce şiirde mevcuttur. Bu yazıda yalnız bu iki örneği sundum)
OLMAM
Söz dinlemezsin bilirim, ne desek.
Ey Nefsim isteme benden destek.
Bu Dünya’da tek başıma kalsam tek.
Yanlışa, eğriye payanda olmam.
Faniyim, fani olana güvenmem.
Allah yolundan zerre milim dönmem.
Haramzadelere bakıp özenmem.
Yanlışın, eğrinin yanında olmam.
Kimse bakmasa günaha, çukura.
Ben bakarım hataya, kusura.
Yaşım gelmiş zaten elli küsura.
Yanlışa, eğriye payanda olmam.
Hep Peygamberler yolunda olurum.
Belki bu yolda vurulur ve ölürüm.
Ancak böyle gerçek huzur bulurum.
Yanlışın, eğrinin yanında olmam.
Bu Dünya sanki ölümsüz bir yer mi?
Bir düşün yapıp ettiğine değer mi?
Allah’tan korkan, kula baş eğer mi?
Yanlışa, eğriye payanda olmam.
Sabredene verilir nice mükafat.
Asıl hakiki nimetlerden kat kat.
Zalimin, haksızın sonu hep berbat.
Yanlışa, eğriye payanda olmam.
Yanlışın, eğrinin yanında olmam.
Vesselam.
DİKKAT ET DİKKAT
Ey İnsan bedenen güçsüz, acizsin.
Ruhen ve vicdanen üstün, azizsin.
Doğuştan, fıtrattan pak, temizsin.
Dikkat et dikkat, özünü hiç bozma.
Hak yolda canla başla çalış, öz ver.
İslam ocağına destek ol, köz ver.
Allah ve Resulüne bağlan, söz ver.
Dikkat et dikkat, sözünü hiç bozma.
Edepsizlere sakın ha sakın uyma.
Kötü sözlere kulak kapat, duyma.
Hakka ve doğruya gözünü yumma.
Dikkat et dikkat, özünü hiç bozma.
Açık saçığa bakma yüzünü çevir.
Şeytanın tuzakları bir bir devir.
İşte öylece en güvenli yola gir.
Dikkat et dikkat, sözünü hiç bozma.
Dünya'da bir misafir gibi yaşa.
Azrail'den kim kurtula, kim kaça?
Gidiyoruz ölüme bak koşa koşa.
Dikkat et dikkat, özünü hiç bozma.
İmanını koru, işte bu farkın olsun.
Yüce Rabbin sevgilin, aşkın olsun.
Sonsuza dek dillerde şarkın olsun.
Dikkat et dikkat, özünü hiç bozma.
Dikkat et dikkat, sözünü hiç bozma.
Vesselam.
Evet, bizim şuur ve şiir bakışımız, insanları Hak Yola ve Doğru Söze, Güzel Bir hayata çağırmak, fani ve boş Dünya’ya kapılmalarını önleyip hem Dünya’da ve hem Ahirette huzurlu bir hayat sürmeleri için çağrıda bulunmaktır. Biz çağırırız. Gelen gelir ve şiirde sunmuş olduğumuz fikirlere tabi olan olur, olmayan olmaz. Olmayan hüsranda, olan mutludur. Evet, “şuurdan şiire, şiirden şuura bir yol”, İslami Bir Yol vardır. İşte biz o yoldayız, vesselam.
Ahmet Sandal