1993 Solingen:
Solingen Katliamı, modern Almanya'daki en vahim yabancı düşmanı şiddet olaylarından biridir. 28-29 Mayıs 1993 gecesi, neo-Nazi bağları olan aşırı sağcı dazlak grubuna mensup dört genç Alman erkek (16-23 yaşlarında), Almanya'nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki Solingen kentinde büyük bir Türk ailesinin evini ateşe vermiştir. Üç kız çocuğu ve iki kadın (Gürsün İnce, Hatice, Hülya, Saime Genç ile Gülistan Öztürk) hayatını kaybetti; aralarında birkaç çocuğun da bulunduğu diğer on dört aile üyesi de bazıları ağır olmak üzere yaralanmıştır.
Neonazi seri Cinayetler 2000 ile 2006:
Döner Cinayetleri adıyla da anılan, 2000-2006 arası Almanya'da gerçekleşen ırkçı seri cinayetler dokuz ölümü ve bir kişinin yaralanmasıyla sonuçlanmıştır. Saldırılar Türk göçmenlerini hedef almıştır. Cinayetlerin kurbanları genelde dönerci dükkânı sahipleri gibi küçük işletme sahipleridir.
9 Eylül 2000'de Nürnberg'de seyyar çiçekçi Enver Şimşek’i 8 kurşunla öldürdü.19 Ocak 2001'de Köln'de bir İranlıya ait markete bombalı saldırı düzenleyen NSU üyeleri, 13 Haziran 2001’de Nürnberg’de terzi Abdurrahim Özüdoğru, 27 Haziran 2001’de Hamburg’da manav Süleyman Taşköprü, 29 Ağustos 2001’de Münih'te de market işleten Habil Kılıç'ı katletti. Kılıç'ı öldürdükten sonra 2,5 yıl cinayetlerine ara veren Neonaziler, 25 Şubat 2004'te Rostock'ta döner büfesinde çalışan Mehmet Turgut’u vurdu.
NSU üyelerinin, 9 Haziran 2004'te Köln’de Türklerin yoğun yaşadığı Keup Caddesi’nde düzenlediği çivili bomba saldırısında 22 kişi yaralandı. 9 Haziran 2005'te Nürnberg kentinde döner büfesi işleten İsmail Yaşar’ı öldürdü, 4 Nisan 2006’da Dortmund’da büfe işleten Mehmet Kubaşık'ı, 6 Nisan 2006’da Kassel’de Polis Karakolun yanında internet kafe işleten Halit Yozgat'ı öldürdü. Dönerci Cinayetlerde en son Öldürülen Halit Yozgat’ın internet kafe’de Hessen Eyaleti Anayasa Koruma Dairesi çalışanı Andreas Temme, suç işlendiği zaman kendisi oradaydı ve onun orada ne işi vardı. İnsan hakları kuruluşlarının da dikkat çektiği üzere her dört olaydan ancak birini aydınlatabilen Alman yargısı bu dava çerçevesinde adaleti geç tecelli ettirme sorunu oluşmuştur. NSU cinayetleri davasının beş yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen hala karara bağlanamamış olması Almanya’da hukuk sürecinin çok ağır işliyor. İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)’nin adil yargılanma hakkının düzenlendiği 6. maddesinin en önemli unsurlarından birisi; ‘yargılamanın makul süre içerisinde bitirilmesi’ ilkesidir. Bir yargılamanın adil olabilmesi, her şeyden önce yargılamanın makul sürede bitirilmesini gerektirir. Fakat bu davadaki asıl sorun makul süre aşımının ötesindedir. Federal Meclis NSU Araştırma Komisyonu üyesi ve Sol Parti milletvekili Petra Pau’nun “bizler Anayasayı Koruma Dairesinin ilgili dosyaları veri koruma kuralları ve aşırı belge yoğunluğu nedeniyle yok ettiğine inandırılmaya çalışıldık. Edindiğimiz son bilgiler ise bunun doğru olmadığı, bu belgeleri kamuoyu ve milletvekillerinden saklamak hedefiyle yok ettikleri yönündedir. Bunu, devlet kurumlarının aşırı sağcı terör örgütlerine ne denli yakın olduklarını gizlemek için yaptılar” şeklindeki ifadesiyle Alman devlet organlarını işaret etmesi bu davanın bir gün sonuçlanacağını fakat bu sonucun kamu vicdanını tatmin etmekten uzak olacağını göstermektedir. Söz konusu örgütün yalnıza üç kişiden oluştuğuna inanmadığımızı söylemek isteriz.
2008 Ludwigshafen yangını:
Ludwigshafen yangını, 3 Şubat 2008'de Almanya'nın güneybatısındaki Ludwigshafen kentinde bir Türk'ün evinde çıkan yangın.Yangında 9 Türk öldü, ölen Gaziantepli aile Alevi Bektaşi Dergâhı'na bağlıydı.
2020 Hanau saldırısı:
19 Şubat 2020'de Almanya'nın Hessen eyaletindeki Hanau kentinde iki nargile salonunu hedef alan silahlı saldırılar.Adının Tobias Rathjen olduğu tespit edilen fail de dahil olmak üzere saldırılarda 11 kişi öldü ve beş kişi de yaralandı. Anılan mekanlarda gerçekleştirilen saldırıda ölenlerin 4’dü Türk Vatandaşı. Her iki işletmenin de çoğunlukla Türk müşteri kitlesine sahiptir.
2024 Solingen:
Solingen faciasından 31 yıl sonra 4 Türk kökenli Bulgaristan vatandaşları Kundaklama sonucunda hayatlarını kayıp ettiler.
(Kundaklamayı yapan kişiler bulunamadı)
2024 Köln'de Türke ayit Eğlence mekanında Bombalı saldırı:
Köln'de Türk İşletmesine Bomba ile Patlatılarak bir Temizlik görevlisi ile iki kişi ağır yaralandı.
14 Eylül 2024 Eberswalde Kundaklaması:
14 Eylül’de Almanya'nın Brandenburg Eyaleti'ndeki Eberswalde kentindeki dört katlı apartmanın giriş katında oturan Emine Çoban ve 5 yaşındaki oğlu Umut’un Kundaklanarak Vefat etdiler.
(Kundaklama'yı yapan kişiler bulunamadı)
Duisburg Ditib Din Görevlisi:
Almanya’nın Duisburg kentinde 6 Kasım 2024’te kaybolan ve 17 Kasım’da Hollanda sınırındaki Ren Nehri’nde cansız bedeni bulunan DİTİB Eyüp Sultan Camii din görevlisi Fatih Eryılmaz. Sabah Namazına giden 6 Kasım’da a ve Telefon’unu Camii de bırakarak Sabah saatlerinde kayıplara karışması kendisini kasten öldürmüş olamaz diye düşünüyoruz. Alman Polisleri 3. Şahıs izine rastlanmadı diyerek Otopside yer verdiler. Konuyu kapatdılar.
Almanya Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser'in konuşması:
"Türk imamlar yakında Almanya'da vaaz veremeyecek. Türk dini otoritesi Diyanet, defalarca Yahudi devletine ve Yahudilere karşı kışkırtmalarda bulunuyor uzun müzakerelerin ardından, Türkiye'den devlet memuru imam gönderilmesine son verecek bir anlaşmayı Türkiye ile ilk kez akdetebildiğimiz için mutluyum."
Olayın arkasında yatan nedenlerin bir an önce aydınlatılmasını ve olası şüphelerin adalet karşısına çıkarılmasını bekliyoruz.