YORULMAK

Peygamberler de insan olduğundan kusur insana mahsustur, ama insanların en yüksek makamı peygamberlere aittir.

İnsan da yaratılmışların en şereflisi olarak Allah-u Teala’nın muhatabıdır. İnsan için hayat; Allah’ın yaratması ile öğrenmektir, bilmektir, yaşamaktır, tecrübedir, liyakattir. Kusursuz, eksiksiz insan aramak başka; müşfik, iyi niyetli, candan, hasbi, samimi, fedakar, sadakat ehli, vefakar, gönül adamı, muhabbet ehli, eksiklerini fırsat görmeyip seni tamamlayarak seninle olan, hele hele iyi niyeti kullanmayı maharet kabul etmeyip birlikte yürüyecek birini aramak ve birlikte güven duymak çok başka...

İnsanlar vardır hasbidirler, ilişkilerini hesaplar üzerine kurmadıklarından kardeşine, dostuna, yakınına, tanıdığına; hatta başka birisine kötü niyet beslemediklerinden karşı taraf ile ilgili ve olumlu bir gelişmeye karşı kendisine yapılmış, kendisi bir şeylerkazanmış gibi hoşnut olur. Hatta o kişileri destekler, motive eder, takdir eder. Güzelliğe seyirci kalmaz, arada kalmaz. Bu iyi niyet Allah tarafından mükafatlandırılır. Bir hayrı gönülden istemek bile o işi yapmak gibi olur. Sosyal medyada beğenmek, yorum yapmak, paylaşmak da böyledir, hayatta da…

Yüzlerce, binlerce, milyonlarca tanıdığınız olacağına; tanınan bir kişi olacağınıza duruşu olan, şekilden öte adam olan Sizi yürüyen cenaze yapmayan, öldüğünüzde cenazenize sahip çıkan dört; her zaman için de dört dörtlük, hatta binlerce maddi ve manevi kuvveti olan adam gibi adam sizinle olsun; Allah bizi bilsin yeter.

Gönüllerde yer alan resimler, yırtılamaz, çizilemez, yok sayılamaz. Çünkü resme değer veren şekilden öte insandır. Dedik ya! Liyakat, adalet, samimiyet, sadakat, vefa, hürmet, adalet, doğallık gönül ikliminde, kalpte yer bulabilmek; insan bedenen ölse bile geride bırakılacak ölümsüz bir eserle yaşamak   çok başka...

Bir de kendisi bir şey olmayıp başkalarının gölgesinde anlam ifade edenler, nemalananlar; yalancı, cafcaflı, ikiyüzlülüğü bırakın; yirmi yüzlülüğün bukelemunluğunda kibir perdesinde ne oldum delisi olanlar, hem de devleti temsil makamının menfaat odağında aldatıcıdünyada ölümü, yokluğu hatıra getirmeyenler var ya!

Onurlu insanlara bir bakış yeterken, bazılarına tükürmek yağmur gibi algılanıyor, hatta bazı şekli insanlara hayvan isimlendirmeli ile yakıştırmalar yapmak hayvanlara haksızlıktır. En fedakar hayvanhayvanların başında eşek, en sadık hayvanların başında köpek gelmez mi? Bu hayvanların dili olsa belki de haklarını savunarak isimlendirmelere itiraz edecekler.

İklim ve insanlar çok değişmiş. Yaz mevsiminde üşümek, kışın sıcaktan bunalmak, rüzgarın önünde savrulmak öyle zor ki!

Yoruldum, yorgunum, takatim yok ama bu iş çokluğundan, yoğunluğundan değil. Göz, kulak, kalp, gönül, çirkinlik yorgunluğundan… 

Zulme rıza zulümdür. Küçük yanlışlar büyük kıyametleri koparır. Keşkeler, içine atmalar, görmezlikten gelmeler, sözün bittiği noktalar, sessiz çığlıklar…İşte bu hal gazabı İlahiye ilticadır, gazabı İlahiyi davettir. “Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var,herkesin bir hesabı var ama Allah’ın da bir hesabı var…”

... Yoksa ... benim sadık yârim kara topraktır diyen Merhum Aşık Veysel haklı mı çıkar bu hayatta.

SUSUyorum.