Akciğerdeki hücrelerin kontrol dışı ve dengesiz biçimde çoğalması sonucunda oluşan tümörlerin, akciğer kanseri olarak ifade edildiğini belirten Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Celalettin Kocatürk, 'Hastalıkla mücadele etmenin ön şartı, yenilgiyi kabul etmemektir. Tanı ve tedavi süreçlerinde doktorunuzun verdiği tüm talimatlara uymanız, doktor randevularına aksatmadan katılım göstermeniz son derece önemlidir' dedi.

Kanser tanısı sonrası durumu kabullenmekte zorlanmanın, üzülmenin, nedenler aramanın, geçmişi sorgulamanın ve hatta depresyon, panik atak ve aşırı kaygı gibi duygu durum bozuklukları yaşamanın normal olduğunu vurgulayan Medicana Ataşehir Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Celalettin Kocatürk; 'Tedavi süreci ile birlikte, tedavi yöntemlerinin fiziksel negatif etkisi de size kendinizi kötü hissettirecektir. Fakat unutmayın, bunların hepsi normal. İlkin, aklınızdan şunu çıkarmayın, yalnız değilsiniz! Geçmiş, geçmişte kaldı. Geleceğinizi şekillendirmeye bugünden başlayacaksınız. Akciğer kanseri tedavi süreci boyunca hem fiziksel hem de mental sağlığınızı korumaya yönelik çeşitli aksiyonlar almanız son derece faydalı olacaktır. Hastalığın ve tedavinin üzerinizdeki olumsuz etkilerini azaltmak, beden ve ruh arasında uyum yakalamak, vücudunuzu ve psikolojinizi güçlü kılmak ile işe başlayacağız 'dedi.

Esenler'de alt geçit göle döndü: Bir servis minibüsü ile otomobil suda mahsur kaldı Esenler'de alt geçit göle döndü: Bir servis minibüsü ile otomobil suda mahsur kaldı

Hastalık psikolojisine girmeyin

Kanserde psikolojik desteğin son derece önemli ve hatta zaruri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kocatürk; 'Depresyon ya da kaygı bozukluğu ile tek başınıza mücadele etmek zorunda da değilsiniz. Mutsuz hissediyorsanız ve tek başınıza duygu durumunuzu toparlayamıyorsanız profesyonel destek alabilirsiniz. Önemli bir diğer seçeneğiniz ise kanser destek mekanizmaları. Kanser destek gruplarına katılmanız psikolojik uyumlanma sürecinize olumlu etki edecektir. Sizi güçsüzleştirdiğini düşündüğünüz hastalığın aslında sizi farklı pek çok perspektiften güçlendirdiğini aklınızdan çıkarmayın' dedi

Prof. Dr. Celalettin Kocatürk şu önemli uyarılarda bulundu;

'Ölüme en çok sebep olan kanser; Akciğer kanseridir.

Akciğer kanserine en sık neden olan; sigara ve tütün ürünleridir.

Sigara içmeyen bir kişide akciğer kanseri gelişme riski, yüzde 1'den az iken, çok yoğun içen birinde ise yüzde 30'da yakındır.

Birçok hastada erken dönemde hiçbir şikayet olmayabilir.

İki haftadan uzun süren öksürük, kanlı balgam, geçmeyen göğüs ağrısı varsa mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Bir şey çıkarsa korkusuyla doktora gitmeme fikri çok yanlıştır.

Erken evrede tanı koymak çok önemlidir (Evre 1A'da kurtulma şansı yüzde 90, Evre 4B'de ise yüzde 5' den azdır)'

Akciğer kanserinden korunmak için 3B kuralı;

'Başlama: Tütün ve tütün ürünlerine hiç başlamayın.

Bırak: Böyle bir alışkanlığınız varsa, isterseniz bırakabilirsiniz. İçmeyince ölmezsiniz ama devam ederseniz içtiğiniz her sigara ile ölüme daha çok yaklaşırsınız.

Başvur: 50 yaşın üzerinde ve 20 paket/yıldan fazla sigara içtiyseniz yüksek riskli gruptasınız; Akciğer Kanseri Tarama Programına katılmak için Göğüs Hastalıkları veya Göğüs Cerrahisi Uzmanına başvurmalısınız. Akciğer kanseri ile mücadele psikolojiye dikkat çeken Prof. Dr. Kocatürk, ''Hastalıkla mücadele etmenin ön şartı, yenilgiyi kabul etmemektir. Kanserde psikolojik destek, son derece önemli ve hatta zaruridir. Depresyon ya da kaygı bozukluğu ile tek başınıza mücadele etmek zorunda da değilsiniz. Mutsuz hissediyorsanız ve tek başınıza duygu durumunuzu toparlayamıyorsanız profesyonel destek alabilirsiniz. Önemli bir diğer seçeneğiniz ise kanser destek mekanizmaları. Kanser destek gruplarına katılmanız psikolojik uyumlanma sürecinize olumlu etki edecektir'' şeklinde konuştu. Prof. Dr. Kocatürk, tanı ve tedaviye müteakip doktorun verdiği tüm talimatlara uymanın ve doktor randevularına aksatmadan katılım göstermenin son derece önemli olduğunun altını çizdi.'