Bundan 1 yıl kadar önce nice nice değerlerimizi depremde, o soğuk Şubat günü, ayın altısında toprağa verdik.
Toprağa verdik mi, toprak aldı mı? Bilmiyorum.
Ah, ah, diye hüzün ile andığımız nice nice değerlerimizi ve güzel insanlarımızı 6 Şubat 2023 tarihinde yitirdik.
Benim cep telefonu rehberimde 100 insan, belki biraz noksan, belki biraz fazla, hâlâ kayıtlı ve o rehberden çıkarmaya kıyamadığım değerlerimiz artık hayatta değiller. Resmi kayıtlarda 53.000 civarında açıklanan depremde vefat edenler arasında bizzat yakinen tanıdığım yüzlerce insan arasında 100 insan, belki biraz noksan, belki biraz fazla, bizzat cephe telefonu rehberimde de kayıtlı. Onları yüreklerimizden asla silemeyiz. O değerlerimizi yüreklerimizden silemediğimiz gibi cep telefonu rehberimizden de silemeyiz.
“Güzel insanlar, güzel atlara binip gittiler.”
Evet, bu güzel ve anlamlı sözün tezahürünü biz depremde, Büyük Kahramanmaraş Depreminde bizzat müşahede ettik.
İşte güzel bir ata binerek bu Dünya’dan giden bir güzel insan Ali Fuat Hacıbebekoğlu'nu bu yazıda kısaca tanıtmaya çalışacağım.
Öncelikle şunu belirteyim.
Kahramanmaraş Depreminde Hacıbebekoğlu Ailesinden vefat edenlerin sayısı yalnızca Merhum Ali Fuat Bey değil.
Hacıbebekoğlu Ailesinden birçok kişi depremde şehadete erdi. Allah rahmet eylesin. Cümlesinin mekanları cennet olsun.
Evet, bu yazıda bir Deprem Şehidi olarak Depremin yıl dönümünde rahmetle andığımız Ali Fuat Hacıbebekoğlu, gelinimin Babası, oğlumun kayınpederi. Dünürüm. Dünürden öte bir ağabey olarak saygı duyduğum ve sevdiğim insan. Depremde birçok yakınını, Ağabeyi Hacı Hacıbebekoğlu'nu, Ağabeyinin eşini ve yeğenlerini de o gece kaybetti.
Ali Fuat Hacıbebekoğlu, ailesine bağlı, çocuklarına düşkün, çevresinde örnek bir kişilik, hayat dolu ve mücadeleyi seven bir insan. Gerçekten de haklı olduğu bir konuda mücadele etmeyi çok severdi ve asla geri adım atmazdı. “Yeter ki haklı olsun, davasını en üst mercilere kadar ulaştırırdı.” Bu özelliğini çok iyi hatırlıyorum.
Ali Fuat Hacıbebekoğlu Ağabeyimiz, bir Fatih Sultan Mehmed Han hayranı idi. Bu özelliğini de çok iyi hatırlıyorum.
Evet, Kahramanmaraş Depreminde teheccüd namazı için abdest aldığı sırada can veren Deprem Şehidi Ali Fuat Hacıbebekoğlu Ağabeyimden şu duayı çok kez duydum: "Allah bu Millete Fatih Sultan Mehmed Han gibi bir sahip göndersin."
Ben de bu yazı vesilesiyle, “Allah şehidlerin duasını kabul buyursun, inşallah”, diyorum. Bunu yürekten diliyorum.
Merhum Ali Fuat Hacıbebekoğlu ve Hacıbebekoğlu Ailesi hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.
Merhum Ali Fuat Hacıbebekoğlu 1956 yılında Kahramanmaraş İli Türkoğlu İlçesi Hacıbebekoğlu Köyünde Dünya’ya gelmiştir. Memleketinde okuduğu ilk, orta ve lise tahsilinden sonra İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesini bitirerek o zamanki adıyla Bayındırlık ve İskan Bakanlığında çalışmaya başlamıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Kahramanmaraş İl Müdürlüğü bünyesinde Mimar kadrosunda görev yaparken oradan emekli olmuştur.
Hacıbebekoğlu Ailesi önceden Kayseri Sarız taraflarında ikamet eylerken, Osmanlı Devleti zamanında Kahramanmaraş Türkoğlu İlçesinde iskana tabi tutulmuş büyük ve geniş bir kabiledir.
Merhum Ali Fuat Hacıbebekoğlu bu aileden Nuri Hacıbebekoğlu Ağa’nın ikinci oğludur. Okumuş ve kendisini çok iyi yetiştirmiş bir kişidir.
Merhum Ali Fuat Hacıbebekoğlu’nun özellikle bu Ülkenin yol, altyapı, ulaşım, tarım ve madencilik alanlarındagelişimine dair birçok fikrine şahid oldum. Zaten kendisi bunu hayatında birçok projede de bizzat uygulamıştır. Zaten çiftçi ve maden işleriyle uğraşan bir aileden gelmektedir.
Ailesine bağlı, şefkatli ve sevecen bir karaktere sahip bir güzel insan olarak her daim sitayiş ile hatırlayacağım bir kişi Ali Fuat Hacıbebekoğlu. Cömert ve misafirperver bir kişi olarak da gönlümde ayrı bir değere sahiptir.
Sevgili Peygamber Efendimizin şu Hadis-i Şerif’ini bu yazı vesilesiyle gündeme getirmek istiyorum: “Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz!”
Güzel bir ata binerek aramızdan ayrılan güzel insan Ali Fuat Hacıbebekoğlu, güzel bir hayat ve Sırat-ı Müstakim çizgisinde bir ömür geçirdi ve ona uygun bir halde can verdi: Deprem şehidi oldu. Ve kendisi sabah namazına kalktığı bir ahvalde can verdi.
Gerçekten de bir insanı değerlendirmek için bu husus çok mühim bir kıstastır: “Nasıl yaşadı ve nasıl can verdi?”
Bu iki sorunun cevabı, Ahirette nasıl diriltileceği ve nereye yerleştirileceğine dair en kuvvetli ipucunu verir.
Güzel, iyi ve Sırat-ı Müstakim üzere bir hayat yaşarsan şehidlik ya da ona yakın bir dereceye uygun bir ölüm ile Ahirete irtihal eylesin ve oradan sonrası kolay.
Sen Ahirette başıma ne gelecek diye düşünme.
Bu Dünya’da ben nasıl yaşıyorum, rıza-ı ilahiye’ye muvafık ve Kuran ile mutabık ve Hadis’lere sadık bir hayat içinde miyim diye kendine sor.
İnşallah, deprem şehidi Ali Fuat Hacıbebekoğlu, Allah’ın rızasına uygun, Kuran-ı Kerim ile uyumlu ve Hadis-i Şerif’lerile bağlı bir hayat yaşadı ve şehadete erdi. O görevini hakkıyla tamamladı. Allah bize de nasip etsin. (Tevafuk oldu. Bu paragrafı yazdığım anda Ankara’da sabah namazı için Ezan-ı Muhammedi okundu. Biz de bu yazıyı yazdıktan sonra sabah namazını kılacağız. Bunda bir işaret gördüm ve bu yazının konusu olan Ali Fuat Hacıbebekoğlu’nun ruhu şad ve mekanı cennettir. Tabi en doğrusunu Allah bilir. Biz temenni ederiz, yalnızca)
Ey İnsan! Ey Müslüman!
Hayatın hızla gelip geçecek. Bundan emin ol. Çocukluk, gençlik ve yaşlılık derken kendini kabrin tam eşiğinde bulacaksın, geri dönüşün yok. Öyleyse geri dönüşü olmayan o noktaya gelmeden Ahiret için hazırlan ve önceden oraya ne gönderdiğine bak.
Vallahi, Ahirete önceden ne gönderdiysen orada onu bulacaksın. Mazallah kötülük gönderdiysen, onlardan, orada karşılaşmamak için kaçacaksın. Ancak kaçış yok ki orada. Gönderdiğin o kötü işler orada senin cehennemin olacaktır. Eğer inşallah iyilik ve sevap gönderdiysen orada onlar seni karşılayacak ve sen o gönderdiklerinle ebedi hoşnut olacaksın. O iyilik ve ecirler senin cennetin olacaktır. Vesselam.
Yazımın en sonunda deprem ve benzeri afetlerde vefat edenlerin şehid sayılacağına dair Hadis-i Şerif’e yer veriyorum:
"Şehidler beş kısımdır: Bulaşıcı hastalığa yakalanan, ishale tutulan, suda boğulan, göçük altında kalan ve Allah yolunda savaşırken şehid olanlar."