Sadece kendini mutlu etmek için çabalayan insanların gerçekten mutlu olması, bilimsel ve manevi açıdan ele alındığında zordur.
Psikoloji alanındaki araştırmalar, sürekli kendi mutluluğunu merkeze koyan bireylerin aslında daha az tatmin olduklarını ortaya koyar.
Sosyal ilişkilerde bencilce davranmak, bireylerin uzun vadede yalnızlaşmasına ve derin bir tatminsizlik hissetmesine neden olabilir.
Mutluluğun sürdürülebilir olması için başkalarına yardım etmek, empati geliştirmek ve topluma katkıda bulunmak gibi insani değerler önemlidir. Araştırmalar, yardımsever davranışların beynimizde dopamin salgısını artırarak gerçek bir mutluluk kaynağı oluşturduğunu göstermektedir.
İslami bakış açısından ise bencillik, ahlaki ve manevi anlamda kişinin ruhunu karartan bir davranıştır. Kur’an’da ve hadislerde, paylaşmanın, başkalarına iyilik yapmanın önemine sıkça vurgu yapılır.
Peygamber Efendimiz (sav), “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” diyerek, sadece kendi ihtiyaçlarını gözetmenin İslam ahlakına aykırı olduğunu belirtir.
Kendi mutluluğu için başkalarına zarar veren bir kişi, aslında ruhen büyük bir kayba uğrar. İslam, kişinin mutluluğunun başkalarının iyiliğinde ve Allah’a yaklaşmakta olduğunu öğretir.
Kendi yumurtasını pişirmek için komşusunun evini yakan bir kişi, kısa vadeli çıkarlar uğruna uzun vadeli mutluluğunu feda eder. Bilimsel ve manevi yaklaşımlar, gerçek mutluluğun fedakârlık, paylaşım ve başkalarının iyiliğini gözetmekle mümkün olduğunu ortaya koymaktadır. O halde, kimse boş kürek sallamamalı, aileden başlayarak etrafını da gözetmelidir.
Sevgi ve Saygılar
Kübra Hülya Arıcı Sorrentino