“ Hakkını aramak, sadece bireysel bir EYLEM değil, aynı zamanda toplumsal bir SORUMLULUĞUN ifadesidir."
Her şey düşünmekle mi başlar?
Ya da hayal etmekle mi başlar?
Yoksa bazı mimarların dediği gibi "her şey yapmakla mı başlar?" İlk hendeğin ya da çukurun kazılmasıyla veya ilk taşların üst üste konulmasıyla başlayan "yapmak eylemi" tarihin farklı dönemlerinde farklı coğrafyalarda farklı yapma biçimlerine dönüşmüştür.
YAPMA eylemi sadece insana özgü bir eylem olmamakla birlikte doğadaki hayvanlar da bu eylemi kendilerine göre içgüdüsel davranışlarıyla yapmaktadırlar. Veya doğanın kendisi de bu eylemi kendi üzerinde gerçekleştirmektedir.
YAPMA eylemini bu şekilde tarif ettikten sonra asıl anlatmak istediğim konuya gelelim.
Dünya baş döndürücü bir hızla değişiyor. Yarın neler olabileceğini hiç kimse tahmin edemiyor. Bu değişime ayak uyduramayanlar maalesef treni kaçıracaklar.
ALMANLAR VE TOPLU EYLEM
Almanları genellikle; çalışkan, disiplinli soğuk ve tepkisiz insanlar olarak tanırız.
Biraz da mizah yoksunudurlar. Öyle Fransızlar gibi asi ve eylemci değildirler.
Onca adaletsizliğe, haksızlığa, zulüme, hayat pahallılığına vs vs rağmen hemen öyle duygularıyla hareket ederek meydanlara inmezler. Uzun süre beklerler ve iyice gözlemledikten sonra eğer ki bıçak kemiğe dayandıysa meydana inerler.
Anlattıklarımdan yola çıkarak;
Almanlar öyle hiç grev yapmıyorlar, toplu hareket etmeyi bilmiyorlar ya da korkuyorlar gibi bir mana da çıkarmayın!
Elbette ki Almanlar'da grev yapıyorlar.
Ancak bu grevler kısa süreli UYARI niteliğinde oluyor. Almanya'da ki grevler öyle uzun süreli değil.
Bence son zamanlarda en uzun süreli direnen ve grev yapılan sektör ULAŞIM sektöründe çalışanların yaptığı grevler diye düşünüyorum.
Ta ki ÇİFTÇİLER meydanlara ve yollara düşene kadar.
ÇİFTÇİLER DESTAN YAZMAYA DEVAM EDİYOR
Thomas Jefferson şöyle demiş;
“Çiftçiler yeryüzünün en değerli yurttaşlarıdır.”
Maalesef ülkemizde bu söz unutuldu ve çiftçiler ÜVEY EVLAT muamelesi gördükleri için üretmek yerine tüketmeyi tercih edip, şehirlere doluştular. Bunun ceremesini şimdi çekmeye başladık ve daha da çekeceklerimiz cabası!
Gelelim tekrar Almanya'daki çiftçilere. Almanya'da çiftçilik nesilden nesile devam ediyor. Biz deki gibi DEDE MİRAS'ını terkedip, şehirlere göç etmediler.
Almanya'daki çiftçilerin hepsi de genelde eğitimli insanlar. Fabrika'da veya ofiste çalışmak yerine kendi çiftliklerinde özgürce çalışmayı tercih ediyorlar.
TRAFİK IŞIĞI ALARM VERİYOR
Şu anda Almanya'yı yöneten koalisyon hükümeti Sosyal Demokrat Parti (SPD), Birlik 90 / Yeşiller ve Liberal Hür Demokrat Parti'den (FDP) oluşuyor. Almanlar bu koalisyon hükümetine renklerinden dolayı TRAFİK IŞIĞI “AMPEL-KOALITION” diyorlar. Trafik Işığının yani koalisyon hükümetinin Gıda ve Tarım Bakanı bizim Cem Özdemir. Hükümetin ve dolayısıyla Cem Özdemir'in yanlış tarım politikası çiftçileri önce kızdırdı sonra da isyan ettirip, yollara düşürdü.
Alman çiftçiler, 16 eyaletin hemen hemen tamamında traktör ve kamyon konvoyları oluşturarak, hava sıcaklığının SIFIRIN altına düştüğü karlı, buzlu yollara döküldüler.
Zaman zaman polisi bile karşılarına alıp çatıştılar. Başkent Berlin'e traktörleriyle giden çiftçiler, Zafer Sütunu ve Brandenburg Kapısı önünde toplanarak konvoy oluşturup, taleplerini hükümete ilettiler.
Büyük şehirlerin tamamında organizeli bir şekilde gösteri yapan çiftçiler, önce Alman politikacılarına sonra da tüm Almanya'ya dayanışma nasıl olur, grev nasıl yapılır gösterdiler ve öğrettiler.
İki ay boyunca çiftçilerin organizeli bir şekilde grev yapmaları, Almanya gündemini uzun süre meşgul etti.
Almanya'daki bu örnek dayanışma şimdi de Fransa'ya sıçradı.
Buradan bizim ülkemizdeki çiftçilerin de çıkarması gereken çok büyük dersler var. Ama çıkarabilirler mi? Bu kadar organizeli olup, uzun süre dayanabilirler mi diye sorarsanız, hiç sanmam!..
Yine de DARISI BİZİM BAŞIMIZA diyorum.
ÇİFTÇİLER NE İSTİYOR?
Almanya'da Sosyal Demokrat, Yeşiller ve Hür Demokrat TRAFİK IŞIĞI koalisyon hükümetinin politikaları, çiftçilerin ayaklanmasına neden oldu. AB'nin Ukrayna krizine Rusya yaptırımlarıyla yanıt vermesinin etkilerini atlatamamışken, Anayasa Mahkemesi kararıyla bütçe krizine giren Alman hükümetinin “tarım sübvansiyonlarını kaldırma” kararı, çiftçileri isyan ettirdi.
Ampel-Koalition yani Trafik Işığı Koalisyonu tarımsal dizel sübvansiyonu kaldırdı ve araç vergisi muafiyetini sonlandırdı. Hükümetin bu uygulaması çiftçileri kızdırdı ve meydanlara inmesine neden oldu. Çiftçiler, hükümetin yanlış yerden tasarruf yapma çabasında olduğu görüşünde.
Çiftçiler; yapılan yeni düzenlemenin, politikacıların istediği gibi geçmesi durumunda düzenlerinin bozulacağını ve ayakta kalmalarının zorlaşacağını kısaca iflas tehlikesiyle başbaşa kalacaklarını iddia ediyorlar. Eğer hükümet geri adım atmazsa sonuna kadar direneceklerini açıkladılar.
LOJİSTİKTEN DESTEK VAR
Çiftçilerin Almanya genelinde yaptıkları gösterilere, Alman lojistik sektörü de destek verdi. Dayanışma protestolarına tır ve diğer ağır vasıta şoförleri de araçlarıyla katıldı. Lojistik sektörü, hükümetten otoyol ücretlerinin azaltılmasını, köprü ve yolların modernize edilmesini istedi.