Oysaki…


“ ineklerin ahırı temizlenecek bir sürü iş var kalkın hadi” diye bağırması o zamanlar anamın, ne kadar güzelmiş.


Bakraç’ı eline alır inekleri sağmaya inerdi samanlığın altındaki ahıra, bir yandanda tavukların yumurtasını toplayın diye bize bağırırdı, o tatlı telaşlı sesiyle.


Ninem dedem yaşlı insanlardı, hastalanır hastaneye götürecek masraf parası olmadığı için beklenirdi bir iki gün, şimdi ise köyümüze hasta olunca, ambulans geliyor.


Pazar ekmeği derdik somun ekmeğe, mısır unundan ekmek yapılırdı’ ya genelde,
kadife dedem yalıdan alıp gelince somunu ,nasıl mis gibi kokardı  kardeşçe bölüşüp yerdik, geri kalan yiyecekler, harani kazanda toplanır daha çok süt versin diye ineklere, bazılarıda kapımızın sadık dostu karabaş’a ve kedilere verilirdi,şimdi ise kapıya kadar yumurta ve ekmek satan arabalar geliyor. 


Hayvan sevgisi ölmüş.


Rahmetli dedem evimizin önündeki araziden devlete okul yeri bağışladı, okul yapıldı, cıvıl cıvıldı her yer çocuk sesleriyle,,, önünede çeşme yaptırdı.


Şimdi ise, yarasa yuvası olmuş.


Üç katlı baba ocağı kardeş kavgaları,miras korkusu, bencillik,anamın hastalanıp bakamaması yüzünden, onun bunun elinde kaldı, değere mirasa saygı yok olmuş, çok şey gibi hayatta…


Bir yakadan bir yakaya, dereden tepeye, sevgiyle saygıyla, her bahçenin içine dikilmiş olan meyve ve fındık ağaçlarıyla, her şey dedemle,  anamla yok olmaya bırakıldı.
İnsanlık duygusu gibi….


Ne kadarda şükürsüz kıymet bilmez olduk. 
“Ailemi var” kelimesi moda olmuş, temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze koyuluyor.


Aileye aile gözüyle bakar kıymet verirsen birlik olur, beraberlik olur, kendine değilde hep karşı tarafa kaftan biçilmezse aile olunur.


Aile çok önemli.


Ama uzun lafın kısası,,,,


“Geçmişine değer verip,geçmişini bilmezsen, atansız vatansız olursun”.


Bugün kıymetini bilmediğimiz her şey, yarınımızı inşaa edeceğimiz tozlu tuğla taşı olamaz.


Havadan,karadan, sağdan, soldan, öyle bir “öldürülüyoruzki,


Nefes alamıyoruz”.