Bir kişiyi en güzel sözleri, davranışları, kısaca hayatı anlatır. Ve insanlığı, mutluluğu arayanlara en güzel örnektir Elazizli Albay'ın.
İşte sadece bugüne değil, yarına da ışık tutan Yüksek Seciyeli Bir Askerin kendi hayatındaki mutluluk reçetesi;
-Ferman tozlu havada okunmaz.
- Muhabbet habbeyi de deler, kubbeyi de deler.
- Dikkat edin, eğer bir kardeşinin yüksek sıfatları var, güzel hizmetleri var, güzel hususiyetleri var da o kardeşinin o meziyet ve kabiliyetlerinden rahatsız oluyorsan, sen çok çiğsin. Git kendini tekmil et, anlıyor musun? Kardeşinin meziyetinden, kabiliyetinden dolayı içinde bazı mikroplar nüksediyorsa senin mesleğinde, senin dünyanda nakıslık var.
- Bu asırda İslam Alemi çok perişan, iş ciddiyeti, yaşam ciddiyeti yok. Yirmi citizen ancak bir iki kişiye itimat edilebiliyor. Yüzde doksanı itimatsız, güven yok… Doğruluk şart, hayatın bütün ünitelerinde sıdkın, doğruluğun esas alınması lazım.
Hayatını değiştiren Üstadı ile bir ömürde şeklen sadece altı kez görüşebilmek. Aman Allah'ım! Bu ne sadakat, bu ne samimiyet, bu ne edep!
Hocasınının yüzüne bile bakamayacak şekildeki bir güzellik ve zerafet. Hocasının da bütün maddi ve manevi kazançlarının ortağı ve ihlas kahramanı ilan ederek talebesini " … Hiç sarsılmayan muhlis bir kahraman elbette dünyanın geçici, kıymetsiz, fani vaziyetleri karşısında telaş etmez, mağlup olmaz inşaallah'' diyerek tarif etmesi.
Şekilden öte insanlığın hasletlerle süslendiği bu güzel hayattan elbette öğrenilecek ve hayata tatbik edilecek çok şey var. Bu çok şeyden sadece bir şeyi öğrenerek hayata uygulamak bile kendimize ve insanlığa saygı duymamıza yarayacak. Peki o güzel hayatı anlamlı kılan neydi, hangi özellikti O Zatı Kahraman kılan ?
Tabii ki ihlas, samimiyet. Galiba bugün insanlığın en belirgin hastalıklarından bir tanesi samimiyetsizlik olsa gerek!
Bugün insan kendine, en yakındakilerine, topluma karşı hiç de samimi değil. Peki samimiyetsizlik beraberinde neyi getirir ki?
İkiyüzlülüğü, yalanı, aldatmayı, çıkarcılığı, kibri, iftirayı, haseti, adaletsizliği, hoşgörüsüzlüğü, sadakatsizliği, vefasızlığı, kıskançlığı, bencilliği...
Say say, saymakla bitmez. Bir vasıf bile insanı ne tür kötülüklerden koruyormuş. Ya da samimiyetsizlik insanın başına nice belalar açıyormuş!
İnsan kendine karşı bile samimi değilse, kendini bile aldatıyorsa, kendine bile bile zarar veriyorsa, kendine saygısı yoksa!
O İhlas Kahramanını çok ama çok iyi okumak ve anlamak lazım. O güzel insanın bir özelliği ile kendimize, insanlığa ve insanlara zarar vermemek için;
Önce samimiyet, samimiyet. Ve de beraberinde bu güzel hayata yabancı kalmamak, daha iyi bir şekilde yaşamak ve yaşatabilmek. Onun için de okumak, programlar yapmak, görsel bir halde BİRinciyi hayatımızın kötülüklerine set çekmek, ufuk turlarına da yeni pencereler açarak seyahat edebilmek temennisiyle…