Her şeyin en mükemmeli ve muhatabı olan insana farklı bir pencere açan, farkındalıkları hissettiren ve gönüllere dokunmayı şiar edinen önemli bir sivil toplum kuruluşu olan İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneğinin şekilden öte insan olabilmek ve geride hoş bir sada ve ölümsüz eserlerle gelin şirin bir yolculuğa çıkalım. 

İnsan adeta küçük bir alem olduğunun farkına varsa, kâinatın en mükemmel bir örneği olduğunu anlasa, dünyaya gelmesinin amacı ile beraber adeta bir eve misafir gittiğinin farkına vararak ev sahibi gibi davranmasa, kendisindeki sırlarla beraber sonsuz isteklere ulaşmadaki kanaatkârlığa razı olsa, kendi saadetinin anlamını fark etse; hele hele değer verme ile beraber aşkın, sevginin, duyguların anlamlarını keşfetse, kendisindeki medeniyetin hasletlerini görebilse, arzularını insan olabilme ile beraber anlayabilse, kendisinden ve başkalarından bu kadar nefret eder mi, bilerek kötülükte yarışarak hayatına bir son verebilir mi?

Ya bir de dün olanlardan haberi olsa, ibretlik hadiselerden ders alsa, milletinin ve değerlerinin özelliğinin farkında olabilse, tarihimizi altın harflerle dolduran büyüklerimizi örnek alarak yoluna devam edebilse; mesela Fatih Sultan Mehmet’in "Ya Rabbi sana hamdolsun… Bana böyle birbirini düşünen millet ihsan ettin. Ben bu milletimle değil Bizans’ı, dünyayı bile fethederim,” dediğini bilerek nasıl bir milletten olduğunun farkına vararak ayrılıklara bir sırt çevirebilse…

O halde insan, insan olmanın ne anlam geldiğini gerçek anlamda bir bilebilse, kendisine yapılmasından hoşnut olmadığı bir şeyi başkasına da yapmasa, hele hele ezberlediğimiz ve hala unutamadığımızı andımızın içeriğini de bir anlatılsa insanlık bu kadar can çekişir mi?

Bir de korkularımız, bencilliklerimiz ve kibrimizin perdesini arayabilsek…

İnsan olduğunun bilincinde olan, aklı ve kalbinin varlığı ile adeta kendisi başta olmak üzere sevgi dolu bir insan için asayiş adına emniyet güçlerine hiç ihtiyaç duyulabilir mi?

İyi görüp iyi düşünen, iyi düşünüp de güzel gören kişi hayattan aldığı lezzetle kendisini ve başkalarını karanlıklara mahkûm edebilir mi?

Ezberlere, mışlara, gösterişe, şöhrete, bencilliğe, dünyevileşmeye, hırsa, kine, aldanışlara, şekli insanlığa… artık bir dur demeli insan!

Değerleri, inançları, kültürleri, muhabbeti, hürmeti, şefkati, samimiyeti, sadakati, vefayı, güveni, duyguları, gönül iklimine dokunmayı, birlikteliği, beraberliği, paylaşmayı hatırlamalı; birileri insana insan olduğunu hatırlatmalı…

Daha da ötesi adalet ve liyakati hayatına işlemeli insan…

İyiyi, doğruyu, güzeli, estetiği ve değerlerimizi de öğrenirsek sıralanır bir bir şekilden öte insanlığımız!