Mevzu anne- ana ise konuya kişinin annesi-anası varken; bir de insanın annesi-anası vefat ettikten sonra değerlendirmek daha doğru olur herhalde. Tabii ki bu Kalem gibi, Dili Can gibi yaşarken annesini görenler için geçerli. Ya bir de hiç annesini görmeyenler var ise!

En mutlular, şanslılar annesi hala hayatta olanlardır; annesinin varlığını bilenlerdir, hissedenlerdir.

Bir başka özel, güzel, takdir edilecek ölümsüzler de hayatta oldukları süre içerisinde annesinin kendisinden razı olduğu, dua ettiği evlatlardır.

Ne demiş Sevgililer Sevgilisi Resulullah sav Sana en yakın olan, en çok Senin kıymetini bilen ve Senin en çok kıymetini bilmen gerekli olan kişi annendir, sonra annendir, üçüncü sırada yine annendir. Daha sonra sırada gelen babandır şeklindeki buyurmaları oldukça önemlidir elbette.

Nevi şahsına münhasır, özel durumları içeren hususları göz ardı etmemek gerekir. Bu durumlarda  anne gibi olan vakur, hasbi babaları görmemek de babaların mazlumiyetive garibanlığındaki masumiyetidir.

İşte eli öpülesi müşfik, mürebbi, muhyi, muhib, fedakar, cefakar sözden öte Güllü Analara rahmet ve selam olsun.

Evet ölüm öncesi analar…

Okul, mektep, medrese görmemiş, eli kalem tutmamış, kağıda kalem değdirmeden kağıdı ak bırakan, resmi işlerde kalem yerine parmağını basan Annem benim ilk öğretmenim, hayat mektebinin muallimi, bilinmeyenlerin muarrifi, korkuların müşfik kucağı, belirsizliklerin merhametli kolları, tekrarlı hataların; yanlışların af meleği, sıkıcı hayatın sasır ve muhabbet kahramanıydı ve öyle de kalacak. 

Hani bilim adamlarının ısrarla önemini vurguladıkları bebeklik, çocukluk döneminde güven, huzur, sevgi, mutluluk, oyun içerisindeydim. Yüksek ses, hakaret hiç duymadım ki Şefkat Kahramanımdan!

Büyüklerden duyduğumuz bak iğneci gelecek, doktora götüreceğim, polis geliyor, tokat geliyor gibi şiddeti, bozuk psikolojiyi de yaşamadım ki!

Bunlarla sınırlı mı Çocukluğumun Muhabbet YumağıAnam…

Naif, kibar, latif, zarif, nazik letafet desenlerinin sözden öte hayata yansıyan şekilden öte insanı…