Bosna’da tarihin derinliklerinde ve görül ikliminde yürürken nerelisiniz, kimsiniz, ya da Türk müsünüz? sorularında kendinizi buluyorsunuz. Kasten mi, sürc-ü lisan mı bilinmez ama Bosnalılar, Resulullah Sav’ın hadisine mazhar olan cennet mekan Fatih Sultan Mehmet Han’a vefa ve hürmet borçlarını unutamıyorlar ve Sultan’a işgalci demiyorlar. Orada hala ecdadın ayak izleri tarihin sayfalarında tazeliğini koruyor. Batı küçük çocukları dağlara indirilen küçük uçaklarla toplarken Bosnalı anne biliyordum Siz beklenen Türk askerisiniz, Türklersiniz diyor.

Zulüm 1453’te başladı diyenler ile Resulullah sav Hadis-i Şerifi; adalet için bir Hükümdar olarak kadının karşısına çıkan Fatih Sultan Mehmet han ayını safta maalesef durmuyor.

 

Uluslararası bir müsabakada beni tanımayan Pakistanlı Kardeşim bana sarıldı ve Osmanlı diye hep bizimle oldu. Endonezyalı da Nijeryalı da öyleydi.

 

Hayatın yokluklarındaki Somali, Yemen, Arakan, Suriye, Irak …Osman’lıyı, Müslümanlara bayraktarlık yapacak Türkiye’yi; Türkleri bekliyor.

 

Ömer Muhtarın kanıyla yoğrularak bizden koparılan son toprak Cezayir, zenginlik fakiri Afganistan, Bizi bekliyor.

 

Doğu Türkistan, Moğolistan, Hocalı, Balkan ülkeleri, mağdur ve işgal edilmiş devletler… Türkiye’yi, Türkleri bekliyor.

 

Kudüs- Filistin Osman’lıyı, Müslümanlara bayraktarlık yapacak Türkiye’yi; Türkleri bekliyor.

Bardakçı’nın notlarında Filistin-Kudüs yalnız kalmasın diye son Osmanlı orada canını verdi. Kudüs-Filistin…

 

Bizi kim sevmedi, o da belli, bize kim düşman o da belli.

 

Bize ne bana ne, biz kendimize baktık da onlar mı kaldı anlayışı yok.

 

Nasıl oldu, kim yaptı neden oldu önemli bir mesele ama Müslüman Devletlere kin besleyenler, İslamiyet’e hakaret edenler bugün ezan ile teselli olup hakikati arıyor, Batıda ezanlar okunuyor, ezanlar sesli okunuyor, Hadisi Şeriflerden istifade ediliyor, Haçlı zihniyetli AB çatırdıyor, Türkiye’ye bir başka bakılıyor artık. Yani biz Müslümanlar, dünkü Osmanlı mirasının sahibi olarak Türkiye, Türkler olarak inancımızıngereğini yapmalıyız.

 

Bir Müslüman bana ne, neyime lazım diyemez. Zira Kudüs, Filistin bizim mukaddesatımız, kırmızı çizgilerimiz, namusumuz, her şeyimiz…

 

Bu anlamda İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneğinin de kurucuları arasında yer aldığı Ankara Sivil Toplum Platformu silinmez güzelliklere, tarihe adını yazdıracak çalışmalara imza atıyor. Bu defa da Platform güzel ve anlamlı bir sayfa açarak yüz civarı sivil toplum kuruluşu ile birlikte bir araya gelerek Kudüs Komisyonunu kurdu. Kudüs Komisyonu; Kudüs’e, Filistin’e, Müslümanlara hayırlarınıza, mukaddesatımıza, gönül iklimine köprü oluyor. 

 

Bize, Ankara STK Platformu Kudüs Komisyonunda maddi ve manevi desteğiniz önemli, bize değer katan Sizsiniz. Biler bir vücudun azası gibiyiz. Kudüs parmaklarınızın ucunda, sosyal medyada, sevginizi hayrınızla anlamlandıralım.

 

Kardeşlik Sınır Tanımaz…

 

Biz Birlikte Güçlüyüz…

 

Hayrınıza Vesile Oluyoruz…

 

Tam Zamanı şimdi…