625’li yıllarındaki Uhut Savaşı mı dediniz?
Biz 2019 yılında yaşıyoruz Uhut Savaşından bize ne mi?
Uhut Savaşı bitmedi, devam ediyor. Devam mı ediyor, aman Allah’ım o da ne?
Uhut… Bedir Gazvesinin destansı zaferinden sonra mağlubiyetle birlikte onlarca dezavantajı beraberinde getiren hüznün ve gözyaşının ötesinde doyumsuz nefsin keyfiliğinde dünyevileşmenin menfaat, çıkar kisvesi ile kayıplar arasında toz olarak seyahatle zaman merdivenlerinde asırları geçerek bugüne uzanan ve yarın da yaşayacak Uhut…
Uhut denilen bir yerde Müslümanlar ile kafirlerin savaşında sayı olarak üstünlük kafirlerdeydi. Peygamberimiz Hz. Muhammed sav komutan ve lider olarak ordusunu sefere hazırlayarak Müslümanlara bu savaşta söyleyeceklerinin dinlenilmesini, hırslı ve tamahkar olmamalarını, sabırlı olunmasını, galip gelinse bile kendisinden emir gelmediği müddetçe kimsenin yerini terk etmemesi gerektiğini ve ganimet toplanmalarını, rehavete düşmemeleri gerektiğini, sabırlı olmalarını, Bedir Savaşında olduğu gibi Allah’ın Müslümanlara yardım edeceğini, kendisine riayet edilip dinlenilmesi halinde inşallah galip geleceklerini anlatıyordu..
…Ve savaş başladı, kafirler kaybetmiş gibi adeta savaş meydanından kaçar gibi gidiyorlardı. Okçular tepesi boşaltılmış, askerler savaş yerlerinden ayrılmış, savaşı kazandık edasıyla ganimet toplamaya başlayan Müslümanların bu hali yerinizi terk etmeyin, ganimet toplamayın savaş bitmedi uyarılarına rağmen yerini terk edip ganimet derdine düşenlerin çokluğunun karşısında emre az da olsa samimi bir şekilde riayet edenlerin gayreti maalesef mağlubiyeti engelleyemedi.
Ayneyn Tepesi terk edildi, okçular hedeflerinden oldu, askerler ganimet adına yerlerinden oldu, er Komutana tabi olmadı, ganimet, mal-mülk, şöhret aldatıcı oldu…
Hani zaman birçok şeye ilaçtır deniliyor ya! Bu defa zamana, asırlara inat edercesine o zamanda, bugün de keyfilik, fevrilik, nefsilik, menfaat, maddiyat, dünya, itaatsizlik gibi hastalıklar, kötü hasletler ve durumlar mağlubiyet serilerinin silsilesine bir son veremedi.
Talha b. Ubeydullah ra bugünü anlatırcasına “… müşrikler saldırıya geçtiler ve Allah’ın Rasûlü’nü her taraftan kuşattılar. Kendisini, gelen saldırılara karşı, önünden mi, arkasından mı, sağından mı, yoksa solundan mı müdâfaa edeceğimi bilemez hâldeydim. Kılıcımı sıyırıp bir kere önünden, bir kere de arkasından gelenleri uzaklaştırdım…”diyordu.
Uhut… yetmiş şehit ile birlikte Hz. Hamza’nın şehit edildiği, Resulullah sav yaralandığı, zevk adına Müslümanların uzuvlarının kesildiği Bedrin Aslanlarına adeta Uhut’un perde olduğu Müslümanlar için ders ve ibretle dolu bir savaştır.
Uhut her ne kadar fiili olarak bir dönem aralığında belli bir mekanda oldu ise de tarihte Uhut Savaşları hiç bitmemiştir.Bireyler kendi aleminde bu savaşları yaşadığı gibi, insanlar, kurumlar, devletler bu savaşı hep yaşamaktadır. Bu savaşın biteceği de yok gibi. Bari etkileri, zararları aza indirgense, sonuçları yıkıcı ve kalıcı olması.
Bugün Uhut Savaşı oldukça şiddetli, çatışmalar çok yönlü. Adalet, hak, inanç, etik, değerler… DE NE Kİ?
Ölüm günlük ya da haftalık, ateş sadece düştüğü yeri yakıyor. Kılıf mı, bahane mi yok, insan olmadı kendini rahatlatacak açıklamalarda, fetvalarda nefes almaya çalışıyor.
Herkes Müslüman zaten1 Dava adına (!) yola koyulanlar tavalarla yol alıyor olmuş. Bir şekilde vatan, millet, fikir, mukaddesat, daha fazla özgürlük adına yola çıkanlar hele bir de hapis yaşamışlarsa onu bir kayıp görerek hırsla eline gelen fırsatları çok da iyi değerlendiriyorlar.
Bir taraftan samimi, sadık, vefakar, hürmetkar, vatanperver, kanaatkar, hasbi adamlar her şeye rağmen şekilden öte insan olmaya devam ediyorken; diğer taraftan hesabi insanlar şeytana pabuç giydirircesine her türlü hesaplar arasında Nemrut’a, Firavun’a şapka çıkarırcasına hırs ve yarış içerinde dünyevileşme yarışında daha fazla güç ve nüfuz elde etmeye çalışanlar, Karun’un ihtişamlı hayatından ders almadanmakam, rakam, ihtişam, şöhret, daha fazla rant, daha fazla dünyevileşme kisvesinde Uhut’u yaşatmaya çalışan ve hem debizden olanlar; Müslümanlar…
Bedir Savaşına perde olan ibret ve ders dolu Uhut’a Hendek kurtuluş olacak. Ya ihtiraslarımızın, benliğimizin, bencilliğimizin, yalancı dünyanın pençelerinden hangi Hendek kurtaracak?
Uhut yaşıyor…
Uhut yaşıyor mu varın Siz karar verin…