Bu alanı çok iyi bilenler arı deliğine çomak sokan kesim görüldüğünden ya dışlandı ya da cambaza bak cambaz kuralı işletilmeye çalışıldı. Ama geç de olsa şimdi bir yol ayrımına gelindi ve bazı konularda altı ay süreyle Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisi o zaman Hükümete yetki verilmişti.
Doksanlı yıllardan beri özellikle de mevcut hükümet dönemi olan iki bin ikili yıllardan beri Günışığında da sık sık paylaştığımız hizmetlerin tek çatı alınması hususunu ve kalıcı hizmetleri iyi niyetle hep konuştuk. Hatta istenilen çalışmalar yazılı halde takdim edildi. Ama ne oldu?
Üstelik ortada da Elazığ gibi güzel bir model var. Birçok proje de pilot bölge olarak Elazığ’da uygulanabilir.
İşte çarpıklığın en belirgin örneği TBMM Sokakta Çalışan ve Yaşayan Çocuklarla ilgili komisyon çalışmaları. Belki de TBMM tarihinde en etkili bir komisyon çalışması. Ne oldu, icracı bakanlık olmadığından çalışmalar ne kadar yürütülebildi ki?
Bir bilene ve gönül adamına sormak lazım. İşte bir başka şans. Kamu hizmetlerinin düzenli, süratli, etkin, verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülmesi amacıyla kadın, aile, sosyal hizmetler ile ilgili kurulacak bakanlık başta olmak üzere diğer bakanlıklar yirmi dördüncü dönemde fiiliyata geçirilecek.
Elbette bir şeyler yapılıyor ama neler yapılıyor, mesela çatı altında mevcutlar dışından kimler var? Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Özürlüler İdaresi Başkanlığı aynı çatı altında toplanabilecek mi, Vakıflar Genel Müdürlüğü zamanla aynı çatı altında yer alabilecek mi?
En azından çok geç de olsa bu eksikliğin fark edilmesi elbette çok önemli bir adımdır. Bir başka açıdan da içinin dolu olması belirlenen ilkelerin uygulanabilmesi de bir o kadar önemlidir. Mesele kişinin insan olduğunun farkında olması ve insana nasıl davranması gerektiğini okuyabilmesidir. Bu alanda çok konuşulmalı, çok tartışılmalı ama samimiyetle özeleştiriyi elden bırakmadan liyakatli ve insanlık sarayından nasibini alanlarla birlikte yürümeyi unutmadan bir insan hizmeti kâinata hizmet gibi algılayanlarla omuz omuza verilerek yürünmelidir.
Çünkü her zamankinden çok şefkate, muhabbete, adalete, birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Şu unutulmamalıdır ki en önemli yatırım insana yapılan yatırımdır. İnsan bizim gözbebeğimizdir, aile de ilk durağımızdır, yuvamızdır. Kalkınmanın temelinde de insan vardır. Liyakatli ama duyguları olan insan hizmetin, kalkınmanın, yatırımın olmazsa olmazıdır.
Ve nihayet sosyal hizmet ve sosyal yardım alanında mesleki bilgi, tecrübe ve birikim çerçevesinde mesleki ve özel kalem görevleri çerçevesinde Kalem gönle dokunmuş.
Geleceğimiz olan çocuklar önceliğimizdir ve de bu alandaki her birey, her insan bir değerdir parolası ile önce aileye ve çocuğa el atılarak sokak çocuğu kavramına itiraz edilerek ülke gündemine sokağın çocuğu, sokaktaki çocuk kavramı üzerinde durulmuş, Fırat Üniversitesi bünyesinde olduğu gibi üniversitelerin sosyal hizmet bölümlerinin sayısının arttırılması için Cumhurbaşkanlığı Danışma Kuruluna bilgi verilerek sosyal hizmet bölümlerinin açılması yönünde o zamanın kısa adı Sokakta Kalan ve Yaşayan Çocuklar Komisyonu Başkanı gönül adamı aynı zamanda Milletvekili Danışmanı olduğum Siirt Milletvekili Sayın Öner Ergenç ölümsüz çalışmalara imza atmıştı.
Yeni açılan sosyal hizmet bölümleri, çocuklara yönelik hizmetleri, ev tipi bakım, devlet bakanlığından icracı bakanlığa geçiş o dönemin gelece atılan çalışmalarıdır. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK)
Komisyon çalışmaları doğrultusundaki ziyaretlerde o zamanki Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksek Okulu Müdiresi Kıymetli Hocamız Sayın Beril Tufan’ın bu çalışmaların arkasında bir sosyal hizmet uzmanı var ifadesi adeta her şeyi özetler gibiydi.
Sorunların çözüm yolu elbette eğitim ve öğretim, kalkınma, yatırım ama…nasıl?
Mıştan ve gösterişten öte adalet, liyakat, samimiyet, sadakat, gayret, çalışkanlık, ezberden öte, planlı ve programlı, gönüllere dokunarak, hasbi, uygulama ve değerlendirme metotlu, amaç-hedef-vizyon doğrultusunda, inanç-kutsal-kültürel odaklı, geçmişe küsmeden bugünü gelecek nesillere taşıyarak, sabırla, inanarak, sevgi ve inanç dolu…
Elbette ki birlik beraberlik dayanışma ve paylaşma da olmazsa olmazlardan…
Bir de geride bırakılacak ölümsüz eserler; hoş bir sada…